Always: Sunset on Third Street
Taşradaki evinden ayrılan genç Mutsuko, büyük bir otomotiv şirketinde işe girmek için trenle Tokyo’ya gelir ancak patronu Norifumi Suzuki’nin küçük bir oto tamir atölyesi olduğunu öğrenir. Kandırıldığını hisseden Mutsuko öfkesini patronuna yöneltir ve bu durum Suzuki’yi öfkeden köpürtür. Tüyler ürpertici öfkesi, karısı Tomoe’nin annelik içgüdüleri tarafından bir şekilde kontrol altında tutulur ve küçük oğlu İppei, sanki ablasıymış gibi Mutsuko ile hemen bağ kurar. Suzuki mağazası, 1958’deki inşaat sırasında ufuk çizgisinin üzerinde istikrarlı bir şekilde yükselirken neredeyse Tokyo Kulesi’nin gölgesinde kalır. Japonya savaşın gölgesinden çıkmaya devam ederken mahalledekiler de kendilerini daha iyi hale getirmeye çalışır.
Hikaye oldukça komik ve eğlenceliydi. Mutsuko taşradan geldiği için şiveli konuşuyor. Bu durumla çocuklar ve etraftaki komşular biraz alay geçiyor. Ben de biraz komik ve sevimli bulmuştum. Film boyunca ara ara Tokyo Kulesi’nin yapım aşamalarına yer veriliyor ki bence filmi özel kılan kısım da bu. Filmle birlikte kulenin inşaat aşamalarını izlemiş oluyoruz. Ayrıca filmde 3 hazinenin (Buzdolabı, Televizyon, Çamaşır makinası) Japonya’ya gelişine de tanık oluyoruz. Japonya’da 60’lı yılları çok güzel resmetmişler. Bana 80’ler dizisini hatırlattı. Tarih ve kültür açısından kesinlikle izlenmesi gereken bir film. Bu arada bu filmi ikisi de çıkmış. Henüz izlemedim ama fragmanından anladığım kadarıyla Mutsuko’nun evlenmesini ve Japonya’daki diğer gelişmeleri ele alıyor.